“İnsan yiyen aslanların oradan geçeceğiz ama gece çıkıyormuş onlar” – 19.10.2013

ikinci gün

Dun aksam yemeginde “sabah 4’te kalkip, kahvalti edip, 5’te yola cikacagiz” dendiginde benden soyle bir ses cikti “hehehehahahahaha”. Benden baska kimse gulmedi. Saka yapmamislar, gercekmis. Aglayarak yatip aglayarak uyandim. Ilk kalkip hazirlananlardan biri de bendim. Grubun Alman’i. Highway View Hotel’in tum odalari doldu dun gece ve her odanin kapisinda da bisiklet vardi.

2013-10-19 06.46.04

Dun gece kiymali spagetti yedigimiz yere gidip kahvaltida 2’ser kilo kiymali spagetti daha yedik. Bu sabah tedirginim. Acaba gruba yetisebilecek miyim bugun diye dusunurken simdiden yoruldum. Onden hizli grup cikti yola, ben diger grupla basladim. Muzik dinleyeyim belki hizima etkisi olur dedim, Bandista’dan medet umdum;

Sonra herkesle birlikte gidiyorum ya ehehe oley diye siritirken arkama bir baktim kimse kalmamis. Yine en sona kalmisim. Ufff banane ya yavas gidecegim ne lan bu acele. Hafif sisko bi adam bu sefer beni kollama gorevini ustlendi (tum tur boyunca butun grup sirayla beni korudu). Neyse yol soyle ustune gelen kamyonlar disinda cok dolu degil bugun. Asagidaki fotograf Mombasa yolu icin hep anlatilan bir efsanenin belgesi: iki seritli yoldan ustune gelen yan yana 3 kamyon;

2013-10-19 13.07.18

Sonra adamla muhabbet etmeye basladik, o kadar yavas gidiyorum yani. Bisiklet bana biraz buyuk, cok uzaniyorum. “Senin selen cok yuksek degil mi yahu” dedi, sirtimin ne kadar agridigindan sikayet edince. Durduk onu ayarladik, sonra bana ‘spinning’ denen kavrami ogretti. Boyle pedallar hizli bir sekilde donuyor ama sen ne itiyorsun ne cekiyorsun. Iste bunun adi spinning (bence). Sonra bir de baktim ki iklim degisti, her yer yesillendi, degisik agaclar ve national park tabelalari gozukmeye basladi.

2013-10-19 09.49.44

Sonra ben havaya girdim, belli bi hizla gitmeye basladim. Gunes rahatsiz etmiyor, suyum var, cisim yok, agrim var ama sikinti yok. Oha bugun yapacagim galiba, tamamlayacagim 193 km’yi diye siritarak, millete el sallayarak gitmeye basladim. Sonra kulagima adamin bisikletinden gelen bi surtme sesi ilisti. Adam da “yea bisey olmaz” dedi, devam ettik. Sonra bir yokusu cikarken catata cutata diye ses geldi ve adam arkada durdu. Ben valla hic duramiycam, sen yetiskin adamsin bakarsin basinin caresine. Oylesine sinsi ve nankorum ki, en ufak bi sucluluk hissetmeden, hizimi dahi azaltmadan devam ettim. Nasil olsa tamir eder ve bana yetisir, hepsi yarisci bu adamlarin. Derken bir 30 km ben boyle mutlu mesut ve kendi basima surdum, acayip guzel koylerden gectim ve salak gibi hic fotograf cekmedim. Telefonu birinden odunc aldigim uzun kollu bisiklet tisortunun arka cebine koydum. Posete sarmadigim icin hep ter oldu ici disi. Fotograflar hep bugulu cikti. Neyse ben artik arabalara kamyonlara falan el sallayacagim o kadar mutluyum derken arkadan bir tir yanasti. Yani benimle ayni hizda gidiyor. E sollasana diye el ediyorum, yok hizini bozmuyor. Ben boyle kendimi sapik tir soforune ucan tekme atma moduna hazirlarken tirin icinden birinin bana el salladigini gordum, bizim adam. Lan sen napiyon orda diye boyle “AHIHIHIHI” diye korkuyla karisik sevinme gulusu yaptim. Sonra meger bunun canti kirilmis. Yani tamiri imkansiz bir arizayla karsi karsiyayiz, bilgeligimi ve tecrubemi kat kat artirmis oldum. Eger birine oyle birsey olursa, kollarimi baglayip “bunun tamiri imkansiz” diycem.

-Hadi atla, gidiyoruz.

-E ben daha yeni isindiydim

-Olmaz, bizi takip eden araba gec kalacakmis, onumuzdeki yerde ‘MAN EATERS’ milli parki, tek basina gecmesen iyi olur. Bir de ruzgarli rota baslayacak birkac kilometre sonra.

-Yok ben giderim, benim kedim var ben biliyorum aslanlarin huyunu. oyun yaparim ben ona.

-Ya kizim tamam aslani sev de birde cok buyuk sirtlanlar var. Bence sen gel. 

Bu muhabbet donerken 20km/h hizla bir tirla yan yana ilerliyorum. 

-Fffffff iyi tamam saga cek.

Bisikletimi arkaya bagliyoruz. Icimden ‘bugun de yirttik keh keh keh’ diye seviniyorum. Ya ben boyle degildim ya, isten kacar oldum. Ya yaslandim, ya sismanladim, ya tembellestim ya da ben normalim bunlar degisik. Tir soforunun adi Rasit, co-pilotun adi da Muhammed. Nairobi-Mombasa yolunu haftada iki kere gidip geliyorlar son 5 yildir. Rasit eski bisikletci oldugu icin bizim adami almis, yoksa kimse kimse icin kolay kolay durmuyormus burda. “Beyazsan ve kizsan %100 dururlar ama digerleri icin zor” dedi Rasit. Allah razi olsun Rasit, bizi gunesin altinda gomadin. Rasit benim isteksizce araca bindigimi gorunce yolculugu eglenceli hale getirmek icin elinden geleni yapti.

2013-10-19 12.08.34

Sonra bizim onden giden ekibin bisikletlerini gorduk bir koy lokantasinin onunde. Ogle yemegi yerlerken yakaladik. Bu kadar erken gelisime sasirdilar, ben de bozuntuya vermedim. Sonra yolda kaza yapmislar, iki cocuk kotu dusmus. Onlara bi baksana doktor hanim dediler. Ben de “cik cik cik, hic dikkat etmiyosunuz, insan onune bakmaz mi. Kesin artislik yapmissinizdir, elinizi falan birakmissinizdir. Ben bilmem mi sizi …” diye azarlaya azarlaya tenturdiyotu bastim, bi guzel yandi hep kollari, belleri. Sonra bizim Mary’yi gordum, baktim bitmis, enerji yok yuzunde. “Merve ya neyle geldin bilmiyorum ama beni de gotur” dedi. Digerleriyle vedalasip Rasit’in tirina dogru gittik, bisikletleri yerlestirdik. Bir araca bisiklet yerlestirmek bizden sorulur;

2013-10-19 13.42.09

Rasit ise yol hikayeleriyle basladi. Aslinda bunun tam da yerindeyiz, cunku ‘INSAN YIYENLER’ civarina geldik.

– Sen Man Eaters’i duydun mu hic?

-Duydum tabi. Unlu onlar. Iki tane aslan varmis, tren yolunun insaatinda calisan 100 tane isciyi oldurmus. Bunlar piskopatmis, yemiyomus insanlari, sadece olduruyomus. Sonra silahli adamlar gelip bunlari vurmuslar. Orasi burasi mi?

-Evet, simdi yapimi iki yil suren o koprunun ustunden gececegiz. Burada anlatilana gore 100 civari insan, dedigin gibi iki aslan tarafindan katledildi. 

Deyip birden kirdi direksiyonu, toprak yola girdik tirla. Resmen safari yapiyoruz, adam toprak yolda ilerlerken durup bana zebra ve gazel diye antilopun iki boy kucugu olan hayvanlari gostermeye basladi. Sonra kopruye yaklastik, ben tirstim.

-Ya Rasit ben incem, bence bu kopru bizi tasimayacak. Eski gozukuyor baksana, senin arkan yuklu mu? Kac tonsun sen simdi?

-Yok yuku bosalttim bos donuyorum. 6-7 ton falandir su an accayip hafifiz.

-Hassiktir.

Der demez adam koprunun ustunde durdu. Hadi fotograf cekin dedi. Biz de turist gibi fotograf cektik. Iste o kopru;

2013-10-19 12.07.37

Bu muhabbet baya devam etti. En son su espiriyle sonlandi; “aslanlar en cok hintlileri yiyorlarmis, neden? Cunku onlar baharatli. ehueueue.” Sessizlik…

Tsavo Man Eaters‘in filmi de varmis;

Sonra kitanin en meshur CROSSWIND ve SIDEWIND sahasinin oradan gectik, kanyona benzer bir yerdi ve trafik isaretleri vardi siddetli ruzgar hakinda uyaran. Rasit “sizinkiler burada dokulecekler, buradan asla gecemezler” dedi ve ispatlamak istercesine camlari acti. Tirin icindeki her sey ucustu. Sonra camlari kapadi. Ben de amaaaan bize ne kendileri dusunsunler deyip konuyu degistirdim… Ama o ruzgari tecrube etmeyi cok isterdim. Bu aksam kalacagimiz yere varinca otele yerlesip geri mi donsek, bizim cocuklari almaya gideriz hem boyle biraz ruzgar yeriz. Neyse vardik Maungu’ya. Bu sefer luks yerde kalalim dedik. Dun geceki yerin fiyati kisi basi 6TL idi, bugunku 10TL ama yataklar cok buyuk, oda sayisi da az oldugundan ikiser kisi kalacagiz. Saray gibi adeta ama burada da su yok, iki haftadir su yokmus. Depodan tasiyip kovayla dus yapabilecegiz, cok mutluyuz. Hemen yerlesip yemek yemege gittik. Kemikli et ve kemikli et suyu adli yemegi yedik. Normalde “iyyyyy” deyip sofrayi terk ederim ama burda boyle kendimi kemikleri emerken yakaladim. ÖĞggh.

2013-10-19 15.23.58

Aksam milleti doyurmak icin ayni lokantaya siparis verdik. O da bana gidin bir koli spagetti alin, aksam ve sabah spagetti yaparim size dedi. Bakinirken bir de ne gorelim, NUH’UN ANKARA. ALLAHIM. Kokladim.

2013-10-19 16.25.27

Aksam yemekten sonra herkes kutlamaya basladi. Daha 200 km var nesini kutluyosunuz anlamadim. Ben o kadar yorgunum ki, nasil oldu anlamadim, bira icersem sizarim. Neyse bir bardak icip sivistim. Cunku sabah 4’te kalkilacagi soylendi yine. Bunlar gece 2’de hala iciyorlardi en son. 63 km.

This entry was posted in Afrika bisiklet turu, Bizim Gezi Yazılarımız and tagged , , . Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *