Bu güzide şehrimizde meğer 53 tane volkan varmış. Bisiklet sürmeyi zorlayıcı hale getiren iki faktörden biri bu volkanlar diğeri de yağmurlar. Bir mahalleden öbürüne giderken mutlaka bir iniş çıkış yapıyorsunuz, sahil hattı dışında öyle dümdüz basayım diyebileceğimiz bir şehir değil.
Şehrin göbeğindeki volkan konilerimiz aslında yepisyeni sayılır. En eskisi yaklaşık 250.000 senelik olup en yenisi 600 yıl önce patlamış :O Biri dışında tüm volkanlar anakarada olup hepsi sadece birer kere baş gösterip patlamış ve şehrin göbeğinde irili ufaklı tepecikler ya da krater gölleri olarak kalmışlar. Denizdeki volkanımız Rangitoto Adasının ise kafası estiğinde tekrar patlamak gibi kötü bir huyu var, en son 600 yıl önce patlayan da bu. Genel olarak volkanik bölge halen aktif olup her an şehirdeki düzlüklerden birinden pıtrak bir volkan fırlayabilir. Eğer bizim sağlığımızda öyle bir şey olursa şimdiden hakkınızı helal edin. Evin altından bile fırlama olasılığı var.
Volkanların çoğu şimdilerde şehir parkı ve tırmanılabiliyor. Şehri tepeden izlemek için mükemmel yerler. Şimdi bunlardan dördüne tırmanarak çektiğim şehir ve krater fotolarını paylaşayım. Fotolara büyülterek baktığınızda şehrin genel görümü, yapısı ile fikir edinebilirsiniz.
Mount Wellington, diğer adı ile Maungarei şehrin doğu tarafında en heybetli konilerden biri ve sanırım 10.000 olan yaşı ile şehirdeki en genç volkan olma özelliğini taşıyor.
Mt. Wellington, tırmanmaya başlıyoruz..
Mt. Wellington volkan krateri. Hemen hemen tüm volkanlar, Maoriler tarafından yerleşim yeri ve korunaklı kaleler olarak kullanılmış. Hepsinde arkeolojik kalıntılar var.
Panaromik krater
Panaromik karater 2
Mt. Wellington’dan doğuya baktığımızda önce bir volkan krateri, sonra tatlı su krater gölü ve en sonunda denizin yükselmesi ile hayatına lagün olarak devam eden Panmure Basin.
One Tree Hill, tepesindeki Maori’lere adanmış dikilitaş ile neredeyse şehrin her yerinden görülebilen bir başka heybetli koni. Tepeye orjinal adını veren, Maorilerin kutsal saydığı tek Pohutukawa ağacı 1852 yılında meczup bir göçmen tarafından belirsiz bir sebeple kesilmiş. Daha sonra dikilen yerli türlerin hiçbiri tutmamış, tutan bir yabancı çam türü de bu sefer Maori eylemciler tarafından 2000 yılında indirilmiş. Tepede şimdi gene bir takım ağaçlar dikmişler tutturmaya çalışıyorlar. Hikayeler U2’nun One Tree Hill şarkısına ilham vermiş..
One Tree Hill’in etrafını devasa bir şehir parkı olan Cornwall Park çevreliyor. Doğu girişi.
Şehrin en sevdiğim yanlarından biri tüm parklarda su sebilleri ve ücretsiz tuvalet var 🙂
Bisiklet parkı, tuvalet, su bir arada. Dahe ne isteyim 🙂
Burası şehrin en sevdiğim yeri. Diyor ki ağaç diktiğimiz zaman kendimiz için dikmeyiz, çünkü ağaç büyüyene kadar ölür gideriz. Atalarımızın diktiği ağaçların gölgesinde keyif çatarken onlara teşekkür etmek için çocuklarımıza ağaç dikelim.
Parkı oluşturan Logan Campbell’in kulübesi. Çok kıymetli bir abi, mezarı da tepedeki anıtın dibinde.
Campbell abinin kulübesinin manzarası.
Böyle. Parkın her taşında emeği var güzel insanın.
One Tree Hill ilk patladığında oluşan volkanik vadilerden biri. Şimdilerde Minecraft tepesi gibi. Bu arada parkın içinde süt falan alabileceğiniz işleyen bir çiftlik var.
One Tree Hill tepesinden kuzeybatıya doğru baktığımızda gördüğümüz üç volkan soldan sağa Mt Eden, Mt. St.Johns ve Mt. Hobson. Onların arkasında şehir manzarası.
Daha önce tepeye çıktığım bir tarihte yakaladığım gökkuşağı.
Şehrin en sembolik yerinde, volkan konisinin içine arkeolojik taşlarla devasa bir çük resmi çizen arkadaşı kutluyorum. Çükün sağında solunda adını dağlara yazdım modelleri.
Mount Eden diğer adı ile Maungawhau 196 m ile şehrin en yüksek noktası. Her yöne acaip manzara var. Aynı zamanda şehir merkezine en yakın volkan konilerinden biri.
2011’de araç çıkışı yasaklanmış. Bisiklet serbest. Arkada Auckland merkez.
Şehrin batı manzarası. Fazla düz. Bir sonraki volkan bu evlerin arasından fışkırabilir.
Mt. Eden’in yaklaşık 50 m derinliğindeki krateri, muazzam.
Zirve en turistik yerlerden biri. Arkada merkez.
İstanbul şu yönde 16.000 km kadar ötede..
Mahallemizin volkanı Mt. Hobson, her evden çıkışımda yaldır yaldır yokuş çıkma sebebim.
İyi bir pedal basıcı olarak yemek molamı dağın tepesinde yaptım.
Ailemizin volkanı Mt. Hobson.
Mahallenin tepesi volkan, aşağısı ayrı volkan. evden çıktığımda yokuş aşağı kaptırıp indiğimde bu kez Orakei Basin var. Bu lagün de hayatına patlayarak başlamış. 800 m genişliğindeki krater, önce tatlı su gölü, buzul çağı bitip denizler yükseldikten sonra deniz yürümüş içine lagün olmuş.
Orakei Basin etrafı park, kendi de durgun suyunun avantajı ile su sporları merkezi.
Memo.